15 Eylül 2007 Cumartesi

EY YAR!

EY YAR!
Sana seni yazmak istiyorum yine

Hiç bir şekilde süslemeden üzerini

İçimden geldiği gibi , katıksız

Sana Yusuf diyorum da yine kimseler duymuyor

Ve yine kimseler bilmiyor sana seni yazdığımı

Ve yine kimse bilmiyor sessizce sana çoğaldığımı

Seslenişimi duymuyor kimse

Yüreğimin tenha odalarında özenle katlıyorum senli umutlarımı

Ve sonra çeyiz diyerek kaldırıyorum el değmemiş raflarına

Bekliyorum...

Yüreğim coşkun akan bir nehrin taş tutmaz yatağı sanki

Ey yar! Sen bilmesen de ben geliyorum...

Suskunluğun ötesinde bekleyişimin kelimelerle inatlaşmasıdır sana seslenişim

Biliyorum ey yar!

Beni biliyorsun...

Seni biliyorum..

Duadasın şimdi, sessizce içine yağıyorsun

Damlaların önce seni ıslatıyor,bil ki ardından beni

Yüreğine düşmeden ahın

Önce gelip beni buluyor

Bana düşüyor önce

Sonra benden yol alıp seni buluyor sessiz, sedasız.

Sen duymuyorsun ...

Ve ben belki de en çok bunu seviyorum...

Seni bilmeyi,

Sende bilinmeyi..

Sen yine sürdür sessizliğini, sevgili!

Sen yine sus, hiçbir şey söyleme istersen

Bozma sessizliğini

Ben seni beklerim

Ben yine beklerim...

Sonuna dek..

Sabrımın en keskin taraflarıyla

Bu yüreği duayla bilerim...!

Hiç yorum yok: