Korka korka değil usul usul değil
Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim
Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Bir senin ellerinden bir senin gözlerinden
Dişlerinden dudaklarından
Nergisler ocak ayında açtı
Kendimden bahsetmeyeceğim
Yediveren güllerden duvardan sarkan güllerden
Çocuklardan sabah erken okula giderlerken
Atlardan bahsedeceğim
Kan ter içinde atlardan
Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar
Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum penceremin dibinde açacak
Ekinleri dolu vurmadı çekirge gelmedi kurak olmadı
Yorgunum demiyeceğim bir evimiz olsa demiyeceğim
Yüreğim daralıyor demiyeceğim
Bir baksan gözlerime başını çevirmeyeceksin
Yürüyüp gitmeyeceksin elini çekmeyeceksin
Bir baksan gözlerime
Dağda yakılmış ateşler göreceksin
Aç kapıyı kim geldi bak
Bak nasıl havalandı güvercin
Açmam diyemezsin artık
Aç.
Öyle birini sevin ki, “Çünkü” süz, olsun. Yağmurda gökkuşağınız, baharda sevdanız, yokluğunda varlığınız, gözyaşınızda inciniz olsun.
Öyle birine tutulun ki, aramak için uzaklara gitmeyeceğiniz kadar sizin olsun. Ne zaman aşktan, yana söz duyarsınız kalbiniz çıldırmışçasına onun için gümbürdesin. Gün onunla başlasın. Gözleriniz uykudan uyandığında aklınıza ilk gelen, “Sevgilim, Canım” derken; yediverenler, onun kokusunu sunsun benliğinize. Gün yine onunla bitsin, uyurken ve de “Seni seviyorum” derken o olsun.
Öyle birine tutulun ki, aramak için uzaklara gitmeyeceğiniz kadar sizin olsun. Ne zaman aşktan, yana söz duyarsınız kalbiniz çıldırmışçasına onun için gümbürdesin. Onun estirdiği karayel samyeline, karanlıklar aydınlığa dönüşsün. O varken “Ümitsizlik” pılını pırtısını toplayıp gitsin. Onunla zorluklar kolay olsun. Ve de o varsa her şey var olsun.
Öyle birine yürekten sarılın ki, aranızdan rüzgar dahi geçemesin, kıyametin ayak seslerini duysanız bile o varsa yanınızda umurunuzda olmasın..
Öyle birinin olun ki, o kalbinizden çıkarsa şayet ruhunuz bedeninizden sökülecekmiş çesine olsun. “Seni seviyorum” diyemediğiniz zamanda gözleriniz, ciğeriniz, ruhunuz sevginizi söyleyip dursun.
Öyle birine bağlanın ki, yüreğinizin adımları onun adına yürüsün. İçinizden geçen şarkı o olsun ve de…. ‘İçimden geçen şarkı gittiğinde ne yaparım ben! ” diyebilirsiniz.
Öyle birine gönül verin ki, gönlünüz onun ardından koşsun, önünde hiçbir mani olmasın..
Öyle birine Aşık olun ki, şiirinizin ilhamı, duanızın kaynağı “Seviyor sevmiyor lara” gerek kalmasın onun da sizi sevdiği biri olsun.
Öyle birine vurulun ki, “Ben seni fakatsız, nedensiz, çünküsüz seviyorum.” Bakma sen şimdiki zaman eki kullandığıma. En geniş zaman olan sonsuz geniş zamanla diyorum ki “Seni seviyorum”. Adının geçmediği sözü dinlemiyorum…
Seni ölesiye ve öylesine çok seviyorum ki birbirimizi bağlayan ipler görülmeyecek Canımı da, yolumu da, gönlümü de yoluna döşedim. Bittiğim gün kalbimden çıktığın gündür. Canım benim, ben senin bana zor gelen taraflarını da seviyorum, her şeyinle; bilmediğim bilsen ürkeceğim, anlamadığım, anlayamayacağı m yanlarınla seviyorum. Seni ismin ne “de” haliyle ne de “e” haliyle seviyorum. Seni yalın halinle seviyorum.
Ben seni sevdiğim yerdeyim, heryerdeyim haykırabilirsiniz.
İŞTE BÖYLE BİRİNİ SEVİN
__________________
15 Eylül 2007 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder